Anadolu Merkezli Dünya Tarihi-Mısır takvimi
Mısır takvimi
Mısır’da ilk başlarda ay takvimi ve ona paralel tarım takvimi kullanılmıştı. Daha sonraları Güneş takvimi de kullanılmaya başlandı. Böylece Mısır’da üç tip takvim birden kullanılmıştır.
Ay takvimi dini gerekleri (ritüelleri) yerine getirebilmek için kullanılıyordu. Bir sene 30 günlük 12 ay şeklinde düzenlenmişti. Başlangıçta (örneğin eski krallık döneminde) Mısırda her ay 10 ar günlük 3 hafta idi. Yani 10 gün 1 hafta, 3 hafta 1 ay, 12 ay 1 yıldı. İleriki zamanlarda, Ptolemaios zamanına tarihlendirilen, aslında astronomiye dair bir almanak niteliğinde olan Carlberg Papirüsünde ise, o tarihlerde haftanın 7 gün olduğu anlaşılmaktadır. Bu değişimin ne zaman olduğu, yani 10 günlük haftadan 7 günlük haftaya ne zaman geçildiği şimdilik tam olarak bilinmemektedir. Bildiğimiz yalnızca kaynak olarak Heredot’un M.Ö. V. yüzyıl civarındaki yazdıklarına dayanmaktadır. Heredot Mısırda Ayların ve haftanın günlerinin tanrı adları ile ilişkilendirildiklerini belirtmiştir. Daha sı “... Her gün ve her ay bir tanrıya aittir…” demektedir. Günlerin adının izini sürerken dikkati çeken bir husus Tibet Japonya dâhil Ortadoğu, Avrupa ve Asya kültürlerinde, haftanın birinci günü Güneş günüdür. Haftanın son günü ise genellikle Sirus günüdür.
Mısır’da Rahipler ayın muhtelif fazları ile ilişkilendirilen kutsal günlerin listesini büyük tapınaklara asarlardı. Khoiak ayı gibi bazı aylar dini festivallerce daha zengindi. Khoiak (Koiak) ayı Gregoryen takvimle 17 Ekim- 15 Kasım arasına tekabül ederdi. 30 günün 17 günü kutsaldı ve tatildi. Dini günlerin toplamı, yılın yarısına yakındı ve Tapınaklar bu kutsal günlerden önemli faydalar sağlardı. Çin’de de Mısır gibi önceleri hafta 10 gündü. Çok daha sonraları Asur devleti kurulduğunda, Asurlarda hafta 7 gün olacaktı. Bu günlere de o zaman için çıplak gözle görülebilen 5 gezegenin ve güneşle ayın adları verilecekti.
Mısır pek çok yerleşikler gibi, tekerlek şeklindeki bir dünyanın merkezde olduğu ve güneşin, gezegenlerin, ayın bu merkez etrafındaki konsantrik (iç içe) yörüngelerde döndükleri bir evren modeline inanıyordu. Güneş, ay ve çıplak gözle görülebilen beş gezegen vardı. Sanıyoruz ki, haftanın 10 gün olması sürüp giderken, Gökyüzünün 7 kat kabul edilmesi ile birlikte, haftanın 7 gün olarak değiştirilmesi süreci başlamış olmalıdır. Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter ve Satürn’den her biri bir gökyüzü katını temsil ediyordu ve aynı zamanda da bir tanrıydı. İşte haftanın günleri böyle ortaya çıkarak, Heredot’un dediği gibi günler tanrılarla ilişkilendirilmişti. Bu sistemin dini düşünceye uygulanması az ileride anlatılacak olan Hermes Tut öğretisi ile başlamıştır. Hermes Tut’un dini modeli ile Gökyüzünün fiziksel modeli birbirinin aynıdır. Kuvvetli bir olasılık ile gözlem ve düşünme birlikte bu teoriyi ve sonunda da haftanın 7 gün olması ile günlerin adlarını üretmiştir. Buna dayanılarak haftanın 7 gün uygulamasının, Mısır’da çok eski zamanlardan beri başlamış olması gerekir. İleride bu model, Yahudi dininde çalışılmayıp dinlenilen günün Saturday (Cumartesi) olmasına da yol açacaktır.
Biz tekrar haftanın günlerine dönersek, başlangıç Güneşgünü (Sunday), sonra Aygünü (Monday)… en son Satürngünü (Saturday) di.
Mısırlıların ay takvimine ilave, Nil’in taşmasını esas aldıkları, ekim ve hasadı takip ettikleri, bir tarım takvimleri vardı. Tarım takvimi de yılı 360 gün kabul eder ve ay takviminde olduğu gibi yılı 30 günlük 12 aya bölerdi. 365 günlük güneş takvimi ile 360 günlük ay ve tarım takvimleri arasındaki fark Mısırlılarca ay ve tarım takvim yılına 5 gün ilave edilerek çözülmüştü. Bu beş güne “ heriu renpet ” denir ve dini kutlamalara ayrılırdı. İnanışa göre bu artık beş gün Osiris, Horus, Seth, İsis ve Nephthys’in yani “ yaratıcı tanrıların “ doğum günleri idi.
Mısır’da tarım takvimini Nil’in taşmasına göre bir geliştirmeleri kaçınılmazdı. Nil Mısırın her şeyi, yaşam sebebiydi. Kutsal Nil yaratıcı tanrılardan İsis’in gözyaşları idi. Sirus-A ise İsis’in kendisiydi.
Tarım takviminde 4’er aylık üç mevsim vardı. ‘’ Akhet ’’ (su basması) denilen mevsim 21 Haziran–21 Ekim arasıydı ; ‘’ Proyet ’’ (inkişaf, büyüme) 21 Ekimden 21 Şubata kadardı; ‘’ Shomu ’’ (hasat) ise 21 Şubatla 21 Haziran arasındaki dönemi kapsıyordu.
Tarım takvimi her dört yılda bir gün (dünyanın güneş etrafında bir turu 365 ¼ gün olduğundan) ve 1460 yılda tam dört yıl fark verir.
Sirus (Sothis, Sodbet) eski Mısır kültüründe çok önemliydi. Sirus Tanrıça (ilahe) İsis’in kendi kabul edilirdi ve evrenin en mutena yeridir. Görüleceği gibi Sirus, Hermes modelinde yedinci kattır ve aydınlıktır. Günümüzde çok kullanılan nur içinde yatsın, ışıklar içinde yatsın deme alışkanlığı da ölünün aydınlık olan 7 kata yani Sirus’e varması fikrinden kalan bir alışkanlıktır.
5000 yıl önce Mısırda Sirus 20 Haziran civarında ufuk çizgisinde güneşten evvel doğuyor ve yükselmeye başlıyordu. Nil taşmaya başlamadan 70 gün önce Sirus gökyüzünden kayboluyordu. Kaybolduktan 70 gün sonra bir tan vakti güneşten önce ufuk çizgisinde tekrar beliriyor ve yükselmeye başlıyordu, bu aynı zamanda Nil nehrinin sularının yükselmesine denk geliyordu. Hayatı mümkün kılan bu an, yeni yılın başlangıç işareti olarak kabul ediliyor, Rahipler yeni yılın başladığını ilan eden törenlere başlıyorlardı. Sirus’un bir doğup, bir batması, ufuk çizgisindeki görüngesinin sinüzoidal bir yörünge olması ile ilgilidir.
Pek çok eski Mısır tapınağı, iç odaları Akyıldız'ı (Sirus) görecek biçimde inşa edilmişti. Örneğin, Keops Piramidi'nin Kraliçe Odası'nın duvarında açılan bir kanal yalnızca Akyıldız'ı görmek üzere yapılmıştı.
Sirus (Türklerde Akyıldız) gökyüzünün en parlak yıldızıdır. Bu yıldız dünyanın her yerinden görülebilir. Kuzey yarımküreden en iyi görüldüğü dönem ise kış aylarıdır. Bu nedenle Sirus Antik devirlerin efsanelerine konu olmuştur.
Akyıldız, Güneş'ten 23 kat daha parlak, Güneşten 2,3 katı kütleye sahip beyaz bir yıldızdır. Akyıldız’ın dünya'dan uzaklığı yaklaşık sadece 8,6 ışık yılıdır. Akyıldız, Dünya'ya en yakın yıldızlardan biridir. Dünya’nın yörüngesel salınımları, yıldızların gökyüzündeki konumlarını da yavaş yavaş değiştirmektedir. Bir çift yıldız olan Akyıldız’ın da bu nedenle 26.000 yıllık yörüngesel bir salınımı vardır. Bu nedenle bugün Akyıldız, geçmişe göre daha geç doğmakta ve artık yıldızın şafak vakti yükselişi, eskiden olduğu gibi yaz mevsiminin en sıcak günlerine denk gelmemektedir. Bahse konu olan Akyıldız Sirus-A dır. Çifti olan Sirus –B bir ak cücedir (sönmüş bir yıldız). Dünya’dan bile küçük olan bu ak cüce, ilk keşfedilen ak cücedir. Akyıldız Sirus-A sönmüş eşinden 10.000 kere daha parlaktır. Bu iki kardeş birbirleri etrafındaki dönüşlerini 50 yılda bir tamamlarlar. Sirus Büyük Köpek takımyıldızındadır.
Geleneklerde Akyıldız Sistemi ile ilişkilendirilen biçimsel semboller üç uçlu yaba, yay ve ok, hayvansal semboller kurt ya da köpek ve yunustur. Birçok medeniyeti kendisine hayran bırakan bu yıldız kutsal sayılmış birçok efsane ve hatta yaradılış öyküsünde kendisine yer bulmuştur.
Güneş takvimi de Mısır’da günlük hayattaki sivil uygulamalar için kullanılıyordu.
Mısır’da dünyanın güneş etrafındaki dönüşünün 365 gün ve 6 saat olduğu çok iyi biliniyordu. Dolayısıyla sivil diyebileceğimiz takvimlerini 365 gün olarak kullanıyorlardı. Mısır Güneş takvimi 16. yüzyıla kadar değiştirmeden kullanılan Julien takviminin esasını oluşturur.
Post A Comment
Hiç yorum yok :