Mitoloji

[Mitoloji][bleft]

Türk Tarihi

[Türk Tarihi][twocolumns]

Osmanlı'nın Sabeytay'cılara Bakışı

Osmanlı Devleti Selanik ve çevresini fethetmeden önce Selanik'te ve etrafında çok az sayıda Yahudi yaşardı. Ancak, 15. asır sonlarında Osmanlı Devleti'nin Yahudileri bu bölgeye yoğun olarak yerleştirmesi, Selanik'i Yahudilerin hâkim olduğu bir şehir haline getirmiştir. Selanik ve çevresine iki ayrı Yahudi grup gelmişti. Avrupa' da 1470' li yıllardan sonra oluşan anti-semitik(Sâmi ırkı/Yahudi ırkı karşıtı)  baskı, Macaristan ve Almanya'dan Eskenazi'lerin Selanik'e gelmesine sebep olmuştu. Mohaç Meydan Savaşı' ndan sonra alınan Budin'deki Yahudilerin bir kısmı da Selanik'e yerleştirildiler.


17. asrın ikinci yansında Selanik'te 40 bin civarında olan Yahudi nüfus, burada ticaretle uğraşan Rumların artmasından dolayı meydana gelen göç ve bir bölümünün Sabetay Sevi'yi izlemesi sebebiyle önemli ölçüde azaldı ve 1783'de 18 bin dolayına indi.

Osmanlı Döneminde Selanik
Osmanlı Döneminde Selanik
Selanik'te nüfus oranı değişiminin Yahudilerin aleyhine geliştiği tam bu dönemde ortaya çıkan Sabetay Sevi'yi, bilhassa zengin "Museviler" izlediler. Böylece Selanik'te yeni bir cemaat ortaya çıktı. Fakat onlar hiçbir zaman Selanik'teki nüfus sayımlarında Musevilerin nüfus hanesine dahil olmadılar.

İlk ulusalcılar 
17. asırda Sabetay Sevi'nin liderliğinde ilk olarak İzmir'de başlayan, daha sonra tüm Yahudi cemaatlerine sıçrayan ve bugün İstanbul merkez olmak üzere devam eden "Rabanik" harekete; genel olarak verilen adlar "Sabetaycılık" "Avdetilik" ve "Dönmelik" tir. Sabetaycılığı benimseyen gruplar 1924'teki ahali mübadelesiyle Selanik'ten Türkiye'ye gelmelerinden sonra "Selanikliler" olarak nitelendirilmiştir. Aslında bu tarihten önce 1912-1913 Balkan Savaşları sonrasında, Rumeli'deki Osmanlı Devleti topraklarının kaybedilmesi neticesinden dolayı İstanbul başta olmak üzere İzmir, Samsun, Adana gibi şehirlere de Sabetaycı ailelerin göç ettiği iddia edilmektedir. Tahminimizce yukarıda zikr edilen şehirler başta gelmek üzere, o tarihteki Osmanlı Devleti sınırları içinde olan bir çok şehire Sabetaycı gruplar yerleşmiştir.

Osmanlı döneminde Selanik'teki Beyaz Kule

Selanik'teki Sabetaycı cemaat, genelde tüccar ve zanaatkar yetiştiren Musevilerin tam aksine daha ziyade eğitime önem verdi ve böylelikle Osmanlı bürokrasisinde daha çok ve kolay görev aldılar. Musevilerden daha önce batılılaşma ve eğitime önem veren bu grup, kurdukları okullar ile de laik-ulusalcı bir Türk eğitim sistemine öncü oldular.
Belki yaşamış oldukları gizemli hayatları sebebiyle, belki Osmanlı Devleti'nin çöküşü esnasında iktidarda olan İttihat ve Terakki Fırkası içindeki rolleri yüzünden veya Ilgaz Zorlu'nun iddia ettiği gibi Türkiye'nin ve İstanbul'un sosyal hayatında ve kurumlarında Sabetaycı kökenli kişilerin önemli rolleri üstlenmesinden dolayı, "Avdetiler" çoğu zaman merak konusu olmuştur. İlmin ilk basamağını da merak teşkil etmektedir. Bizim Osmanlı Arşivi'nde tesadüfen bulduğumuz ve makalemizin de konusu olan "Avdetiler" hakkındaki bir-kaç belgeyi ilim dünyası (bilhassa bu konuyu kendine seçenler için) ve kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.

Arza cüret eylerim
Dönemin Selanik Valisi Hüseyin Hüsnü Paşa, Sadaret Makamına, Şerif Çavuş ismindeki bir şahsın kaybolması ve bundan dolayı aranması esnasında meydana gelen gelişmeleri bir telgrafla (4 Haziran 1862 tarihli) bildirmiştir. Bu telgrafa göre Şerif Çavuş aranırken bir ihbar değerlendirilmiş ve Selanik'te bulunan "Avdeti taifesinden birinin" evi araştırılırken, Kanuni Sultan Süleyman Han'a ait bir kılıç ile üzerinde İran devleti alameti olduğunu sandıkları başka bir kılıç ele geçirmişlerdir. Bunların haricinde kanlı bir yatağan bıçağı ile bir falaka ve bir takım değnekler bulunmuştur. Meydana çıkan bu kuşkulu vaziyet karşısında soruşturma yapıldığı ve ortaya çıkacak durumun Sadarete bildirileceği ifade edilmiştir. Ancak "Avdetilerin" ileri gelenlerinden bir kaçının İstanbul'da bulunmasından dolayı ve Sadarete; hadiseyi başka bir şekilde nakledip zihinleri karıştırma ihtimaline karşı, eğer istenirse, ele geçirilen kılıçlarla beraber, yapılan soruşturmanın tutanaklarının takdim olunacağını "arz ve beyana cüret eylerim" denilmek zorunda kalınmıştır. Neticede ne yapılmasının arzu ve emir buyurulduğu sorulmuştur.

Usulden / münafıklıkla Müslüman olup Mehmet Efendi adını alan Sabetay Sevi


İtina buyrula
Sadaretin vermiş olduğu cevabi emirde (6 Haziran 1278 tarihli), Şerif Çavuş'un aranması sırasında kuşkulanılan yerde yapılan araştırma ve sorgulamanın uygun olduğu ve bundan sonra lazım gelen araştırma ile soruşturmaya devam edilmesi ve durumun açığa çıkarılması hususunda "itina buyrula" denilerek, Vali Hüseyin Hüsnü Paşa'ya izin ve destek verilmiştir.

Selanik Valisi buna istinaden araştırma ve soruşturmasını derinleştirmiş ve 14 Haziran 1862 tarihli yeni bir telgrafla meydana gelen gelişmeleri merkeze bildirmiştir. Bahsi geçen evde ikamet eden "hatun"; "Hâkim", "Müftü", "Muhasebeci", "Gümrük Emini Efendiler" ile "Azadan Mehmed" (Selanik Meclisi Azası) ve "Meclis-i Tahkik Reisi İbrahim Beyler" ile beraber Vali tarafından sözlü olarak sorguya çekilmiştir. Öyle anlaşılmaktadır ki, Vali, sorgulamanın güvenilirliği açısından, sadece kendisinin dahi yapabileceği bir sorgulamayı Selanik'in ileri gelen devlet memurlarıyla hatta Selanik Meclisi'nden bir azayı da yanında bulundurmayı gerekli görerek gerçekleştirmiştir.

Sorgu neticesinde, ele geçirilen bıçaktaki kanın Şerif Çavuş'a ait olmadığı anlaşılmakla beraber, başka bilgilerin edinildiği ortaya çıkmıştır.

Sabetay Sevi'nin İstanbul'a gelişiyle başlayan Müslümanlığı kabul edişiyle devam eden süreci gösteren bir gravür


Bir nevi münafıklık
Bu bilgilere göre, "Avdetilerin, zahiren islâm dininden görünüp "ma'nen" "mezâhib-i İsrâiliyye"(Yahudi mezheplerin) den birine bağlı oldukları; evde bulunan falaka değnekleri ile kendi usûllerinin aksine hareket eden erkek ve kadınları "terbiye" ettikleri gibi, İslâm dinine meyledenleri de gizlice öldürdükleri anlaşılmaktadır. Aynı zamanda bu evi "mahal-i meşveret" yani, içlerinde veya dışlarında meydana gelen ve kendilerini ilgilendiren meselelerin konuşulup tartışıldığı, hatta alınan kararlar neticesinde ceza gerektiği takdirde bir infaz mahalli olarak da kullandıkları meydana çıkmıştır. Öte yandan geceleri "Avdetilerin" ileri gelen erkekleri, gündüzleri ise önde gelen ihtiyar kadınlarının yine aynı evde toplanarak, meselelerini birbirleriyle tartışıp-danıştıkları ve bazen birisine hapis cezası vermeleri gerekiyorsa yine burayı kullandıkları tespit edilmiştir. Vali Hüseyin Hüsnü Paşa bu durumun "Bir nev'i batakçılık ve münafıktık demek olduğu" nun zannolunmaya başlandığına işaret ederek, bu soruşturmanın nihayetine kadar gidilip gidilmemesi şıkkından hangisinin uygun olacağını tekrar Sadarete sorma ihtiyacı duymuştur. Anlaşılmaktadır ki, Selanik Valisi, tahkikatın derinleştirilmesi halinde çok daha fazla bilgiye sahip olunacağı, bunun ise, uygun olup olmadığı konusunda endişelidir.

Netice olarak diyebiliriz ki, bulduğumuz vesikalar "Avdetiler" e dair pek de bilinmeyen bazı hususları ortaya koymaktadır. Yanılmıyorsak sunduğumuz bu belgeler, konusunda bir ilk olarak, Osmanlı Devleti'nin Avdeti (Sabetaycı)ler hakkındaki resmi görüşünü izhar eden devlet vesikaları  olma  özelliği taşımaktadır. Ve ilk kez Osmanlı resmi kayıtlarında "Avdetilerin" görünürde Müslüman olduğu ama aslında böyle bir hallerinin bulunmadığı da ifade edilmektedir.
Yeri gelmişken şunu da ifade etmeliyiz ki, dün Osmanlı Devleti içinde gizli olarak dinlerini ve örflerini yaşayanlar sadece "Avdetiler" olmadığı gibi, zannediyoruz bugün de sadece onlar değildir. Tüm bunlara rağmen Osmanlı hoşgörüsü ve adaleti hiçbir zaman değişmemiş ve onun mirasçısı olan Türkiye de bu hoşgörüyü elinden geldiğince sürdürmeye devam etmiş ve etmektedir.


Osmanlı arşivlerinden Sabetaycılık - Yahudi dönmeleri veya diğer adı ile Avdetiler hakkında tarihi vesika / belge 1


IDARE-İ
TELGRAFHANE-İ
AMİRE

Vusulü
Saat :2   Dakika:55

Numara: 1086
Telgrafname
Selanik
Şehir

Fî 24 Mayıs Sene [12] 78
Mahalline Gönderildiği Saat :l    Dakika:30


Makam-ı Âli-i Sadaret-uzmaya

Şerif Çavuş nâmında bir adamın geçen günler Selanik'te ale'l-gafle gâib olması ve kendisinin mevhur olduğu cihetle bu fezâhinin familyası taralından vuku'u melhuz bulunması üzerine ol-bâbda taharriyât-ı lâzime icra olunduğu sırada vâki' olan istibane üzerine Selanik'te bulunan Avdeti taifesinden birinin hanesi araştırıldıkta Cennet-mekân Sultan Süleyman Hân-ı evvel Tâbe Serâhu Hlazretlerinin nâm-ı namileriyle müveşşah ve hutût-ı müzehhebe ile müzeyyen bir kabza ve mülûk-ı İraniye alâmetiyle ve kezalik altın ile muanven diğeı bir kabza-i seyf bulunduğu misüllü hûn-âlud olarak bir büyük yatağan bıçağı ve bir falâka ile bir takım değnekler bulunmasından dolayı bunların tedkîkât-ı istintâkîyesi icra olunmakta olduğu ve tebeyyün edecek hâlin ba'de-mâarz ve ifade kılınacağı der-kâr ise de ta'ife-i merkûmenin rüesâsından birkaçı Der-saâdet'te bulunduğu cihetle şayet keyfiyyeti tarz-ı uhrâda beyân edipte tahdîş-i zihn-i alemiye ıııucib olmamak üzere ifâde-i vukû' hâl ile beraber mezkur seyflerin dahi takdim olunacağını arz ve beyâna cüret eylerim ferman efendimizindir.
Fi 6 Zilhicce Sene /12/ 78 / Miladiı 4 Haziran 1862/
Bende
Vali-i Eyatet-i Selanik
Hüsnü

Cevab
Fi 6 Zilhicce [ 12] 78 tarihiyle müverrah telgrafnameleri alınarak Şerif Çavuş'un gaybubetinden dolayı maznun olan mahal ve eşhasın taharrisi emrinde maruf olan himmetleri bai's-i mahzuziyyet olmağla ba'd-ezîn dahi taharriyyat-ı mukteziyye  icrasıyla İşarolunduğu vech ile keyfiyetin zahire ihracına ve neticenin icrasına itina buyurula
Sadâret Mektubi Kalemi Umum Vilayet (A.MKT.UM)
I278.Z.8
571/44




 
Osmanlı arşivlerinden Sabetaycılık - Yahudi dönmeleri veya diğer adı ile Avdetiler hakkında tarihi vesika / belge 2

BâbıAli
Daire-i Umur-i Dahiliye
Adeti

Selanik Valisi hazretlerinin 16 Zilhicce /12/78 tarihiyle makâm-ı âlî-i vekâletpenahîye meb'us telgrafnamesi hallidir
Gaybubet eden Şerif Çavuş'un taharrisi esnada Avdeti tâ'ifesine mahsûs hanelerden birisinin dahi basıldığı ve ikisi ma'rûf olup bir kanlı bıçak ve bir takım falaka değne/ği/nin bulunduğu akdemce beyân olunmuş idi mezkûr hanede sakine olan hatunun Hâkim ve Müftü ve Muhasebeci ve Gümrük Emini Efendiler ile Azadan Mehmed ve Meclisi Tahkik Reisi İbrahim beyler ile olarak ma'rifet-i acizanemle tedkikât-ı istintâkiyesi icra olundukda bıçak-ı mezkûrda olan kan Şerif Çavuş'un olmak lâzım gelmeyüb falaka değnekleri ile kendi usûllerinin hilâfına hareket eden züküru ve inâsı terbiye edegeldikleri tahakkuk eylediği gibi İslâm'a meyl-i tam gösterenleri dahi hafiyen telef eyledikleri ve hâne-i mezkûr âdeta mahal-i meşveret ve mücazât olup aralıkta geceleri zükûrun ma'lumu'l-esâmi küberasî ve gündüzleri inâsın ihtiyâreleri tecemmu' ederek müzâkerât ve ba'zen mücâzat-ı habsiyeyi dahi orada icra etmekte bulundukları ve bu cihet adeta bir nev'i batakçılık ve münafıklık demek olduğu zan olunmağa başlamış olduğundan maddenin nihayetine kadar gidilip gidilmemek şıklarından hangisi muvafık-ı irade-i aliyye-i hazret-i sadareti penahileri buyurulur ise merhameten emir ve iş'ârı babında ferman efendimizindir.
Sadâret Mektubi Kalemi Umum Vilayet (A.MKT.ITM) 1278.Z.16
572/1


Hayrullah Cengiz
Yüzüncü Yıl Ünv. Eğt Fak. Araştırma Gör.
Tarih ve Düşünce Dergisi, Mart 2004



1-  Apostolos E. Vacapouios, A History of Thessaloniki  İnstittute for Balkan Studies 1963, s. 78'den nakleden İlhan Tekeli- Selim îlkin, "İttihat ve Terakki Hareketinin Oluşumunda Selânik'in Toplumsal Yapısının Belirleyiciliği", Türkiye'nin Sosyal ve Ekonomik Tarihi 1071-1920, Ed: O.Okyar-H.înalcık, Ankara 1980, s. 355.
2- Geniş bilgi için bkz. M. Tayyip Gökbilgin, "Selanik" İslâm Ansiklopedisi, C X, İstanbul, 1988, s. 342-346.
3- Train Stoianovıch,"The Conquering Balkan Orthodox MerchantM The Journal of Economic History, June 1960, s.                247'den nakleden Tekeli-flkin, aynı makale, s. 359.
4-Tekeli-İlkin. avnı makale, s. 359.
5-  İlgaz Zorlu, "Selanikliler", Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, c. VI, İstanbul 1994, s. 495496.
6- İlber Ortaylı, "Osmanlı Modernleşmesi ve SabataycüıkM, Tiryaki, Mayıs 1998, Sayı: 24, s.15.
7-  Ugaz Zorlu, Selanikliler ve Şişli Terakki Yolsuzluğu, İstanbul, 2000, s. 15- Zorlu, içeriden bir ses olarak "Selanikliler" hakkında en fazla Türkçe makaleye sahip olan şahıstır. Makalelerinin toplandığı kitap için bkz. ugaz Zorlu, Evet, Ben Selanikliyim -Türkiye Sabetaycılığı-, İstanbul 1998. Bu kitap daha sonra bir çok baskı yapmıştır.
8-  Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Sadâret Mektubi Kalemi Umum Vilayet (A.MKT.UM), 571/44
9- B.OA, A.MKT. UM. 572/1.
10-  Konu hakkında belgeler sadece bunlardan ibaret olmayıp, yukarıda anlatılan olayın öncesinde ve sonrasında meydana gelen gelişmelere ait daha bir çok belge bulunmaktadır.

11- Örnek için bkz. Yorgo Andreadis, Gizli Din Taşıyanlar, Türkçesi: Atilla Tuygan, Belge Yayınlan, İstanbul, 1997, 1999.
Post A Comment
  • Blogger Comment using Blogger
  • Facebook Comment using Facebook
  • Disqus Comment using Disqus

Hiç yorum yok :


Dinler Tarihi

[Dinler Tarihi][bsummary]

Antik Tarih

[Antik Tarih][list]

Video

[Video][threecolumns]

Dünya Tarihi

[Dünya Tarihi][grids]